Alexander Fleming’in biyoteknolojide çığır açan buluşu “penisilin” mantarların sayesinde olmuştur. Antibiyotikler, vitaminler, steroit hormonları ve kanser ilaçlarında kullanılan bazı ilaçlarda mantarlardan elde edilmektedir. İlaç sanayisinin yanı sıra, gıda endüstrisi ve fermantasyon endüstrisinde de yaygın kullanım alanı vardır.
Ekmek yapımında maya mantarı kullanılır. Hamura eklenen maya mantarı sayesinde kimyasal tepkime başlar ve ardından karbondioksit gaz çıkışı meydana gelir. Bu gazın çıkışı hamurun kabarmasına neden olur. Bira ve şarap tarzındaki alkollü içeceklerde bulunan maya mantarları glikozu parçalar ve alkole dönüştürür. Bu dönüşüme şeker fermantasyonu sebep olur.
Doğal kaynakların son derece hızlı azalmasından dolayı mikroorganizmalar alternatif üretim alanı olarak görülmektedir. Bu konuda yoğun bilimsel çalışma yürütülmektedir. Ekosistemde oldukça önemli bir yere sahip olan mantarlar peynir üretiminde ve olgunlaşmasında, çikolatanın işlenmesinde, soya sosu yapımında, bira üretiminde, süt ürünlerinin lezzetlerinin arttırılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır.
DOĞADAKİ DÖNGÜYE ETKİSİ
Mantarlar ölü hayvan ve bitki kalıntılarının çürüyüp toprağa karışmasında ve yeryüzündeki madde dönüşümünde aktif rol oynamaktadır. Toprağa karışan bu maddeler organik maddelere dönüşür. Fosfat ve nitrat gibi mineraller ortaya çıkar. Açığa çıkan bu mineraller bitkiler tarafından yeryüzündeki döngüye katılır. Mantarlar kendi besinlerini üretemedikleri için bitki sınıfında değillerdir. Ancak toprak yapısını bitkiler için elverişli hale getiren ayrıştırıcılardır. Ekosistem için çok önemli olan likenlerin oluşması için mantarlar algler ile birleşir. Mantarlar nemli ortamlarda yetiştiğinden yağmur yağdıktan sonra toprakta bulunan sporları çimlenir ve mantarlar oluşur.
